Futbolun güzel yanı tarihe bıraktığı hikâyeler ve güzel anılardır. Bu hikâyelerden bazıları peri masalını andırırken bazıları da yıllar boyu unutulmayacak başarıları bizlere anlatır. “Şimdi Nerdesin Nerde?” serisinde işte futbol tarihine adını altın harflerle kazımış efsane futbol takımlarının hikâyelerine ve bu hikâyelerin başrol oyuncularının günümüzde nerelere geldiklerine odaklanacağız. Bu yazı aynı zamanda Swingman isimli e-dergide yayınlanan ilk yazım olma özelliğini de taşımaktadır.
Yazımıza konuk olacak takım yakın tarihin en büyük ve en sıra dışı teknik direktörlerinden Jose Mourinho’nun tüm dünyada ün kazanmasını sağlayan 2003-2004 Porto takımı olacak. Bu başarının ibresi peri masalına oldukça yakındır çünkü çoğunluğu yerli ve mütevazı oyunculardan kurulu zamanın Porto’su yıllar boyu unutulmayacak zaferlere imza atmıştır. Avrupa’nın en üst düzey arenalarında önce UEFA Kupası ve ardından da Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanan bu kadroya benzer başka bir örnek futbol tarihinde neredeyse yoktur.
Jose Mourinho
Hikâyenin baş kahramanı Mourinho, o günden beri Chelsea (iki kez), Inter, Real Madrid, Manchester United ve Tottenham Hotspur’u yönetti. Bu takımlarda oluşturduğu kupa koleksiyonunda 10 lig şampiyonluğu, 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 2 UEFA Kupası şampiyonluğu ve son olarak da bu yıl Roma ile kazandığı 1 Konferans Ligi şampiyonluğu bulunuyor. Tartışmasız hala Avrupa'nın en iyi menajerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Yine de kendini “Special One” olarak tanımladığı Chelsea günleri ve ardından gelen tarihin belki de en çetin El Classico dönemi ile zirveye çıkan kariyeri, Manchester United ve Tottenham serüvenleri ile büyük bir çıkmaza girmişti. Farkına varmış olacak ki yeniden doğuş için önce alçalması gerektiğine karar verdi. Bu yeniden doğuş için seçtiği Roma’da belki de yeni peri masalları için kalemi eline alması şimdilik oldukça iyi sonuç vermiş gibi görünüyor. Hikâyenin ilk bölümü tarihteki ilk Konferans Ligi kupasını kazanmasıyla dolduruldu bile.
Vitor Baia
Bir kalecinin giydiği nadir görülen 99 numaralı formasıyla kariyerini 2007’de efsanesi olduğu Porto’da noktaladı. Mourinho öncesi dönemde kısa bir Barcelona macerası yaşasa da futbolculuk günlerinden sonra da Porto’dan kopamayan Baia, kulüp için bir takım elçilik görevleri yaptıktan sonra uzun soluklu başkan Pinto da Costa tarafından 2020’deki seçim kampanyasının sonucunda başkan yardımcısı olarak göreve alındı. Bu görevini günümüzde halen sürdürüyor. Bunun dışında aktif oyuncuyken başlattığı kendi adına sahip sosyal yardımlaşma fonuyla halen ilgileniyor.
Paulo Ferreira
Başarılı sağ bek, 2004’deki başarıdan sonra Mourinho'yla birlikte giderek Chelsea'nin yolunu tuttu. 2013'te emekli olana kadar 9 yıl önemli bir rol oyuncusu olduğu Chelsea’de de hatırı sayılır başarılar kazandı. Futbolculuğu bıraktığında önce kulüp için bazı elçilik görevleri aldı. Ardından da daha teknik bir rol verilerek “Kiralık Oyuncu Sorumlusu” yapıldı. Yıllarca bu görevi üstlendikten sonra kulübün satılma kararıyla birlikte o da önemli bir karar aldı. Ailesiyle vakit geçirmek ve kendi gibi futbolcu olmaya çalışan oğlu Diogo’ya yardım etmek için yakın zamanda Portekiz’e dönüş yaptı.
Ricardo Carvalho
Carvalho da Porto sonrası kariyerinde Mourinho’yu takip ederek Chelsea efsanesi olanlar kervanına katıldı. Chelsea’de geçirdiği istikrar dolu 6 yıl onu Real Madrid’ın kapılarına kadar götürdü. Artık veteran sayıldığı kariyerinin son yıllarında ise büyük bir atılım yapan Monaco’ya liderlik etti. Çin’de futbol hayatını sonlandırdıktan sonra saha kenarına geçti. 2019'da Mourinho’nun seleflerinden sayılan ve efsane kadroda da bir maça çıkmayı başarmış bir diğer Portekizli teknik direktör Andre Villas-Boas’ın Marsilya’da kurduğu teknik ekibe yardımcı antrenör olarak katıldı. Villas-Boas’ın kulüpten olaylı ayrılışından sonra, o da görevi bıraktı. Son bir yıldır ise sessizlik içinde.
Nuno Valente
Takımın as sol beki Valente, efsane sezonun ardından Everton'un yolunu tuttu ancak Goodison Park'ta geçirdiği 4 sezonda da vasatın altında kaldı. Emekli olduktan sonra, önce Everton’da Portekiz bölgesinden sorumlu scouting uzmanı olarak görev yaptı. Kısa bir süre sonra Paolo Sergio’nun ekibine antrenör olarak katılıp çocukluk kulübü Sporting'e döndü. 2017’de Portekiz alt liglerinde kısa bir teknik direktörlük deneyiminden sonra ara ara İngiltere’de görülse de kendisinden çok sık haber alınamıyor.
Costinha
Porta yıllarının ardından 2005’te Dinamo Moskova serüveni, ardından Atletico Madrid ve Atalanta ile geçen hüsran dolu yıllar ve eskiye olan özlemi; 2010 yılından futbol hayatına son verene kadar devam etti. Şanssızlıklar teknik adamlık hayatında da peşini bırakmadı. Beira-Mar, Pacos Ferreira, Academica ve Nacional gibi Portekiz’in alt sıra takımlarıyla devamlı küme düştü. Düştükçe repütasyonunu da kaybetti. Teknik direktörlük dönemine dair belki de en güzel anı, 2013’ten beri Porto’daki orta saha partneri Maniche’i de yanında yardımcısı olarak gittiği takımlara götürmesiydi.
Maniche
Costinha gibi o da Dinamo Moskova’ya gitme hatasını yaptı ancak bir sezon sonra bu hatadan dönerek Carvalho, Ferreira ve Mourinho'nun yanına giderek Chelsea’ye katıldı. Ancak burada da kariyeri sadece bir sezon sürdü. Atletico Madrid ile yeniden dirilse de bir daha hiç Porto günlerine dönemedi. 2012’de futbolu bıraktıktan sonra saha kenarında dostu Costinha’ya yardımcı olsa da sahadakinin aksine ikilinin yüzü hiç gülmedi. Zaman zaman çeşitli futbol elçilikleri ve yorumculuk yapsa da çok gündeme gelen bir isim olmadığını görüyoruz.
Deco
Porto’nun beyni ve göze hoş gelen futbolunun maestrosu bu efsanevi dönemin ardından yeteneklerini Barcelona'ya taşıdı. Frank Rijkaard yönetiminde takımın yıldızlarından biri olarak Şampiyonlar Ligi'ni tekrar kazandı. Daha sonra eski Portekiz menajeri Luis Felipe Scolari tarafından Chelsea’ye transfer edilerek Premier Lig’de de oynama fırsatı elde etti. Londra ekibinde de pek çok taraftarı etkileyerek güzel bir iz bırakmayı başardı. Kariyerinin son yılarında ise doğduğu topraklara Fluminense formasıyla döndü. Brezilya'da kariyerinin son üç yılını geçirerek 2013 yılında emekli oldu. Ardından kendi futbol akademisini kurarak yeni Deco’lar yetiştirmeye çalıştı. Esas tutunduğu iş ise D20 adını verdiği futbolcu menajerlik şirketi oldu. Günümüzde Fabinho, Raphinha ve Hulk gibi futbolcuların halen menajerliğini yapan şirketi yönetiyor.
Derlei
Mourinho’nun efsane kadronun en önemli oyuncusu olarak bahsettiği Derlei de 2003/2004 sezonu sonrasında Dinamo Moskova'ya gidenler kervanına katıldı. Nispeten fena geçmeyen iki sezonun ardından Portekiz'e döndü. Golcü arayan herkesin ilk adresi olduğu dönemlerde önce Benfica ve ardından Sporting için oynasa da eski Derlei’yi bir daha göremedik. 2010’da emekli olmadan önce Vitória ve Madureira'da da kısa dönemler geçirdi. Uzun zamandır gözlerden uzak şekilde Brezilya’da hayatını sürdürüyor.
Benni McCarthy
Efsane sezonun en golcü ismi McCarthy, kariyerini Güney Afrika tarihinin en golcü futbolcusu olarak tamamlamadan önce 2006'da Blackburn'e transfer oldu. 5 yıllık Premier Lig kariyerinin sonlarına doğru golcülük meziyetleri zayıfladığı için ülkesine dönerek 2013'te Orlando Pirates formasıyla emekli oldu. Futbol sonrası saha kenarına geçmek için tecrübe edindiği yıllarda Belçika ekibi Sint-Truiden VV'de yardımcı antrenörlük yaptı. Birinci adamlığı ise yine ülkesinde deneme fırsatı buldu. Cape Town ile geçen 3 yılın sonunda beklentileri karşılayamadığı için kovuldu. Günümüzde teknik direktörlük hayalinden vazgeçmeyerek bir seviye alt takımlardan sayılan AmaZulu FC’de teknik direktörlük yapmayı sürdürüyor.
Dmitri Alenichev
Sezon boyunca Jose Mourinho’nun kulübeden sahaya sürdüğü ilk isimdi. Şampiyonlar Ligi yürüyüşü sırasında önemli yerlerde devreye girdi. Bir önceki sezonki UEFA Kupası finalinde gol atmıştı ve son sezonunda da sonradan girerek Şampiyonlar Ligi finalinde gol atma başarısı göstererek Porto kariyerini noktaladı. Rusya Milli Takımı’nın da efsanelerinde olan Alenichev emekli olduktan bir süre sonra milli takımda alt yaş kategorilerinde antrenörlük yaptı. İlk ciddi teknik direktörlük deneyimi Arsenal Tula ile oldu. Fena sayılmayacak bir 4 yıl geçirdikten sonra 2015’de Spartak Moskova’nın yeniden yapılanma planının başına teknik direktör olarak getirildi. 10.sırada tamamlanan ilk sezonuna ardından görevine son verildi ve sallantılı menajerlik kariyeri de düşüşe geçti. 2017’de başına geçtiği Yenisey takımını Rusya Premier Ligi’ne çıkarsa da ertesi sezon küme düşürdüğü için tekrar görevine son verildi. O zamandan beri aktif olarak bir takım çalıştırmıyor.
Evet bu efsane takımın diğer önemli isimlerine gelecek olursak da adını saymadan geçemeyeceğimiz ve hepimizi tanıdığı diğer isimler de mevcut. Kadrodaki rolleri nispeten daha küçük olsa da gelin onların da nerede olduklarına kısa kısa bakalım.
Jose Bosingwa
Ferreira’nın genç yedeğiydi. Ardından Chelsea’de kariyer zirvesini yaptı ve kariyerinin son yıllarında ülkemizde de Trabzonspor forması giydi. 2016’da emekli olduğunda beri sesi soluğu çıkmıyor.
Sergio Conceiçao
Portekiz futbolunun önemli kanat oyuncularından Conceiçao, veteran rotasyonunun bir parçasıydı. Futbol sonrası teknik direktörlük kariyerinde basamakalrı adım adım yükselerek 2017’de Porto’nun başına geçti. Günümüzde halen bu görevinin başında olan Conceiçao, 3 kez lig şampiyonluğu ve 2 kez de kupa şampiyonluğu kazandı. Oğlu Francisco Conceiçao da babasının yönetiminde rotasyonda kendine yer bulan bir futbolcu olarak Porto forması giyiyor.
Carlos Alberto
Porto’daki genç yıldız adayları arasında en çok öne çıkanıydı. Tüm dünya Ronaldo veya Rivaldo gibi bir yıldız olmasını beklerken o çoğunluğu Brezilya’da geçen göçebe kariyere sahip sıradan bir futbolcu olarak kariyerini 2019’da noktaladı. Günümüzde zaman zaman Brezilya yerel ve ulusal televizyon kanallarında yorumcu olarak yer alıyor.
Jorge Costa
Carvalho’nun partneri kaptan ve yaşlı kurt Costa, 15 yılını geçirdiği Porto kariyerinin aksine teknik direktörlük kariyerinde neredeyse her sene bir takım gezdi. Anorthosis, Gabon Milli Takımı, Gaz Metan gibi farklı deneyimler edinen Costa’nın bu sezonki son durağı Tunus ekibi Sfaxien’di. Sadece iki galibiyet alabildiği 11 maç sonunda görevine son verildi.
Ricardo Costa
Efsane sezonda genç bir isim olarak stoper yedeğiydi. Carvalho’nun ayrılışı sonrası onun boşluğunu doldurmaya çalıştı. Uzun yıllar Wolfsburg ve Valencia forması giydiği kariyerinde bir diğer peri masalını da 2008/2009 sezonunda Wolfsburg’la kazandığı Bundesliga şampiyonluğu olarak yaşadı. 2020 yılında Boavista formasıyla emekli olduktan sonra aynı kulüpte kısa bir sportif direktörlük deneyiminin ardından günümüzde Porto U19 takımıyla teknik direktörlüğe ilk adımlarını atıyor.
Pedro Mendes
Merkez orta saha rotasyonunun bir parçası olan Mendes, sert ve ikonik tarzıyla önce Premier Lig’de Tottenham ve Porstmouth ardından da İskoçya’da Rangers formalarını terletti. Futbolu ülkesinde Guimares formasıyla bıraktıktan sonra Fernando Meira ve Nuno Assis’le ortak MNM Management adıyla bir şirket kurarak futbolcu menajerliğine atıldı. Günümüzde bu şirketin CEO’su olarak hem futbolcu hem de teknik direktörlere menajerlik yapıyor.
Hugo Almeida
Takımın umut vaat eden genç santraforuydu. Werder Bremen’de kariyer zirvesini yaparak Portekiz Milli Takımı’nın düzenli oyuncularından biri oldu. Ülkemizde de Beşiktaş formasıyla şampiyon yaşayan Almeida, günümüzde emekli olduğu Academica’da Pedro Duarte’nin asistanlığını yapıyor.
Nuno Esprito Santo
Takımın 3. Kalecisiydi. Teknik direktörlük kariyeri futbolculuk kariyerinin fersah fersah ötesine geçti. Kaleci antrenörlüğü ile başladığı saha dışı kariyerinde Rio Ave, Valencia, Porto, Wolves ve son olarak da 2021’de kısa süren Tottenham teknik direktörlüklerini sığdırdı. Defansif anlayışıyla zaman zaman eleştirilse de çoğu otorite tarafından Avrupa’nın iyi teknik direktörleri arasında girer.
Andres Villas-Boas
O dönemde Mourinho’nun yardımcılığını yapan Villas-Boas, hocasını 2009 yılına kadar nereye giderse gitsin takip etti. Ardından Academica ile başlayan teknik direktörlük kariyeri, Porto ile namağlup şampiyonluk ve üzerine de UEFA Kupası’nın da dahil olduğu üçlemeyi yapmasıyla zirveye çıktı. Mourinho’dan sonra belki de en başarılı Porto teknik direktörü olarak anılacaktı ancak Porto sonrası gittiği Chelsea, Tottenham, Zenit ve Marsilya gibi büyük kulüplerde bir daha eskisi gibi başarıyı bulamadı.
Sambacı
Σχόλια