Eski yıllarda futbol, daha fiziksel oynandığı için 29-30 yaşlarında jübile yapan futbolcular görmek çok enteresan değildi. Kaleciler ise en az fiziki yıpranmayı yaşayanlar olduklarından 35'lerine kadar oynamaya devam edebiliyorlardı. Günümüzde ise durum çok farklılaştı. Kaleciler artık altın çağlarını 35'ten sonra yaşamakta ve kendine iyi bakan futbolcular 40'larına kadar üst düzey futbol oynayabilmekteler. İşte bu yıllara meydan okuyan futbolcuların başında da Andrea Pirlo gelmektedir. Andrea Pirlo ilerleyen yaşına rağmen yaptıklarının yanı sıra enteresan kariyeriyle de güzel bir hikâyeye sahip. Gelin hep birlikte Pirlo'nun hayatına ve yaptıklarına bir göz atalım.
Andrea Pirlo, 1979 yılında İtalya'nın kuzey bölgesi Lombardiya'da dünyaya geldi. Babasının metal ticareti yapan bir şirketin kurucusu ve sahibi olmasından dolayı hiç maddi sıkıntılar yaşamadan bir çocukluk geçirdi ancak onun aşkı asla para olmadı. Tek aşkı futboldu ve futbolla Brescia'nın, doğduğu şehrin, altyapısında tanıştı. Kısa sürede alt yaş gruplarında milli olma hatta kaptan olma gururu yaşadı. 15 yaşında kaptanlık yaptığı U15 takımı oyuncularına şu sözlerle seslenerek "Buraya okul gezisine değil kazanmaya geldik, herkes ona göre davransın." lider ruhlu olduğunu o yaşlarda göstermişti. Burada 4 yıl geçiren genç Pirlo, 1998'de başkent takımı Internazionale'in yolunu tuttu.
Ofansif orta saha oyuncu olarak geldiği Mavi-Siyahlılar ‘da oradan oraya sürüklenen Pirlo, çoğu sonradan dahil olduğu 22 maça çıkabildi. Inter macerası içinde bir yıl kiralık olarak Reggina ve yarım sezon da tekrar memleketi Brescia'da, İtalyan efsanesi Roberto Baggio ile birlikte top koşturdu. Bir sonraki sezon hayatını değiştireceği yer olan bir diğer Milano temsilcisi AC Milan'la sözleşme imzaladı. Carlo Ancelotti'nin de o dönem takıma yeni gelmiş olması nedeniyle, ön yargısız olarak değerlendirildi ve tam 10 yıl boyunca başarıdan başarıya koştu ancak bunu ofansif orta saha olarak değil defansif oyun kurucu olarak yaptı. Ancelotti, o dönem iki ofansif oyuncuyu, Pirlo ve Seedorf'u geriye yasladı ve sahayı daha geniş görebilecekleri ve daha verimli olacaklarını düşündüğü bu pozisyona çekti. FM oynayanların aşina olduğu Deep-Lying Playmaker tam da bu pozisyona karşılık gelmekte. Bu mevkide özellikle Andriy Shevchenko'yla mükemmel bir uyumu vardı. Geriden oyun kurarak attığı uzun menzilli paslar, Sheva'nın öldürücü bitiriciliğiyle birleşip büyük bir etki yaratıyorlardı. Pirlo-Gattuso-Seedorf üçlü orta sahası iki Serie A ,iki de Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu yaşadı.
O dönemki partnerlerinden olan Gattuso bir röportajında "Pirlo'nun neler yaptığını görünce futbolcu olup olmadığımı sorguladım." diyerek İtalyan yıldızı onore etmiştir. Frikik ustalığı ve olgun futbolu yaşı ilerledikçe daha da göze batmaya, attığı isabetli uzun paslarla yarattığı tehlikeler herkesçe konuşulmaya başlayan Pirlo, yaşı 32 olmuşken tartışmalar eşliğinde bonservissiz olarak Torino temsilcisi Juventus'un yolunu tuttu.
Juventus, 2006'da yaşadığı şike skandalının tozlarını üstünden yeni yeni atarken, Pirlo tam da aranan kan olduğunu gösterdi ve geldiği ilk sezon Zebralar 8 yıl aradan sonra şampiyonluk ipini göğüsledi. Pirlo 33 yaşında olmasına rağmen düşman çatlatır gibi her sezon 40 maç ve üzeri oynadı ve üst üste 4 şampiyonluk kazanılmasında büyük katkı sahibi oldu. Attığı 19 golün 15'ini frikikten kaydeden Pirlo taraftarlar tarafından "Maestro", "Professor" ve "Architech" lakaplarını kazandı. Takım arkadaşlarından bir diğer dünya yıldızı Gianluigi Buffon onun hakkında "O bir dahi. Son 25 yılda,Roberto Baggio ile birlikte İtalya'nın yetiştirdiği en iyi oyuncu." sözlerini sarf etmişti.
Il professore, sadece kulüp kariyeriyle değil 15 yaşından beri sayısız kez taşıdığı İtalya milli formasıyla da sayısız başarılara imza attı. 2006 Dünya Kupası'nı kazanan efsane İtalya kadrosunun beyni olan Pirlo, İtalya'nın ikinciliği elde ettiği Euro 2012'de de Turnuvanın Oyuncusu seçilerek taçlandırıldı. 115 kez A milli formayı giyen Pirlo, 13 de gole imza attı. İtalyan taraftarlar onun için "Herkesin yedeği vardır ama Pirlo'nun asla" diyerek ona olan sevgi ve güvenlerini göstermişlerdir.
Saha dışında da saha içinde olduğu kadar soğukkanlı ve klas olan Pirlo, kendi üzüm bahçeleri ve şarap mahzenlerine sahip. Bunu hobi olarak severek yaptığını söylüyor. Saçı ve sakallarıyla kitleleri etkileyen karizmatik İtalyan, giyim tarzıyla da moda otoritelerinin tam not alıyor. Son olarak 2015 yılında, Amerika'nın New York City takımına transfer olan isim , futbolu 40'ına kadar oynayacağa benziyor. Ne de olsa şarap yıllandıkça güzelleşir bizim Pirlo'da yaşlandıkça güzel futboluna devam ediyor. Taraflı, tarafsız herkesi büyüleyen cool ve teknik oyunuyla, kendinden ödün vermeyen giyim tarzı ve klas hareketleriyle Andrea Pirlo, yıllar sonra da dost sohbetlerinde konuşulacaktır hiç şüphesiz.
Sambacı
15.01.2017
Comments