Endüstriyel futboldan soğuyan bir futbolsever olarak güncel futbol hakkında yazmayı çok fazla sevmiyorum ancak güncel genç futbolcuları takip etmek ve gelişimlerini görmek uzun zamandır keyif aldığım işlerden biri. "Genç Lan Bunlar" serisinin bir amacı da kendi seçtiğim potansiyelli yıldız adaylarını sizlerle de paylaşmaktı. Bu hafta farklı bir şey denedik ve sosyal medya hesaplarımızda yaptığımız nabız yoklamaları sonucunda Türkiye'nin yükselen yıldızlarının arasından sizlerin oylarıyla Cengiz Ünder'i yazmaya karar verdik.
Birçoklarının futbol simülasyon oyunlarından keşfettiği Cengiz Ünder'in macerasına bakmadan önce hikayesi için önemli olan birtakım mevzulardan bahsetmek istiyoruz. Haydi başlayalım;
2010-2011 sezonunda Süper Lig'e kadar yükselen Bucaspor'un o dönemki başarısında, Seyit Mehmet Özkan tarafından kurulan Bucaspor Futbol Akademisi'nin payı çok büyüktü. Gıpta edilecek tesisler kuran Bucaspor, Hasan Kabze, Mehmet Batdal ve Salih Uçan gibi isimlerin Türk futboluna katılmasını sağladı. Seyit Mehmet Özkan, bu başarılı atılımlara rağmen yönetim derneğiyle anlaşamadı ve Bucaspor'dan ayrıldı. Buradan Türkiye'nin en büyük altyapı projelerinden birini başlatacağı Altınordu'ya başkan oldu ve işte o sırada Cengiz Ünder'in de içine gireceği macerayı başlatmış oldu.
Altınordu ve Seyit Mehmet Özkan, "İyi Birey, İyi Vatandaş, İyi Futbolcu" parolasıyla yeni bir futbol düzeni kurdu. Yerli oyuncuların gelişimini ana hedef haline getiren bu "Özkaynak" oluşumu Almanların 2000'lerin başında başlattığı 10 yıllık futbol kalkınma planını andırmaktaydı. Sadece futbolcuların saha içi ve teknik gelişimleriyle uğraşmak yetmiyordu. Aynı zamanda zihinsel ve kültürel gelişimlerinin de kulüp gözetiminde yapılması kararı alındı. Bunu sağlamak için, kademeli bir futbol okulu ve değerler sistemi üzerinde karara varıldı. Altınordu'nun yetiştirdiği bir futbolcu gerçek anlamda bir profesyonel olacak ve dürüstlük, adalet, yardımseverlik gibi erdemleri öğrenerek büyüyecekti. Zaman içerisinde sakal yasağından tutun, renkli krampon yasağına kadar pek çok yaptırımın yanı sıra kendi besinlerini kendileri üretmesi adına çiftlik projeleri, elektronik pas duvarları, kaleci refleks üniteleri gibi yatırımlar bile yapıldı. Nitekim bu faaliyetler meyvelerini vermeye başladı.
Sabırsız Türk futbolunun sabretmeyi başaran nadir kulüplerinden olan Altınordu, Çağlar Söyüncü'nün Freiburg'a 2.5 milyon euroluk transferiyle yaptığı sükseyi Cengiz Ünder'in 700 bin euroya Başakşehir'e satılmasıyla sürdürdü. Genç futbolcuları yetiştirmeyi seven Abdullah Avcı'nın radarlarına takılan Cengiz, PTT 1.Lig'deki başarılı performansına artık Süper Lig'de devam etmek zorundaydı.
1997 yılında Balıkesir'de doğan Cengiz Ünder, aslında futbola Buca altyapısında başladı. Seyit Mehmet Özkan'ın ayrılışıyla birlikte kendi grubunun en yetenekli futbolcusu Cengiz de onu takip etti ve Altınordu altyapısına geçiş yaptı. Altınordu'da kurulan düzenin kıymetli isimlerinden biri olduğu için el üstünde tutuluyordu. 2014 yılının ilk yarısını Altınordu'nun pilot takımı Gümüşordu takımında geçirdi. Nitekim kendini göstermesi çok uzun sürmedi. 2014-2015 sezonunda Altınordu'nun "Yarışmacı Takım" olarak sınıflandırdığı A takıma yükseldi. İki yıl istikrarlı bir şekilde PTT 1.Lig'de mücadele etti. Burada oynadığı 58 maçta 11 gol 9 asist kaydetti ve çok iyi maçlar çıkardı. Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'yle oynanan maçta gösterdiği performansla da adından söz ettirmeye başlamıştı.
Potansiyeli ulusal gözlemcilerimiz tarafından da fark edilmişti ve kısa sürede milli takımlar bünyesine dahil edildi. 2014 yılından itibaren başta U18 olmak üzere her kademede mücadele etti. 2016-2017 sezonuna geldiğimizde ise yeni bir mücadele Cengiz'i bekliyordu. Süper Lig'in son dönemlerdeki istikrar abidesi Başakşehir'e transfer olan Cengiz, Avrupa Ligi eleme maçlarıyla turuncu-lacivert formaya merhaba dedi.
Sezon boyunca hemen hemen her maçta oynayan genç yıldız, Avcı tarafından daha çok sol kanat ve forvet arkası olarak görevlendiriliyor. Ligin bitimine 3 hafta kala hala şampiyonluk yarışının en önemli aktörlerinden olan Başakşehir formasıyla 39 maçta 9 gol 8 asistlik bir performans ortaya koyarak Avrupa'nın dev kulüplerinin dikkatini üzerine topladı. Artık oynadığı her maçta Avrupalı gözlemcilerinin gözü onu üzerinde olacak. Göksel Gümüşdağ Cengiz'i gelişimini tamamlamadan kaybetmemek ve bu duruma tedbir olması için 10 milyon euroluk bir başlangıç fiyatı biçti bile.
Oyun tarzıyla Volkan Şen'in Bursaspor zamanlarını andıran Cengiz, iki kanatta da rahatlıkla oynayabiliyor. Çalım yeteneği ve hızlanması rakip savunmalar için büyük bir tehdit arz ediyor. Bunun yanı sıra uzun ara paslar atabiliyor olması da takım arkadaşlarını oyuna dahil etmesini ve kompakt tehlikeler oluşturmasını sağlıyor. Sol ayağını daha iyi kullanmasına karşın sağ ayağıyla da iyi gol vuruşları ve ortalar çıkartabiliyor. Gereken özgüveni depoladığı anlarda ise ceza alanı ve çevresinden güzel şutlar çıkarabiliyor: tıpkı Fenerbahçe'ye attığı gol ya da A Milli Takım'la attığı ilk gol gibi.
Cengiz Ünder'in önünde parlak bir gelecek var ancak önümüzdeki yıllarda Başakşehir yönetiminin ve kendisinin atacağı adımlar çok önemli olacak. Eminiz ki yaz transfer sezonunda yurt dışından teklifler yağmaya başlayacaktır ancak Cengiz'in gideceği zamanı çok iyi tayin etmesi gerekecek. Sonuçta bu dev kulüpler dünyanın dört bir yanından bu tarz genç ve potansiyelli oyuncuları toplayıp yetişmeleri için tekrardan daha ufak kulüplere dağıtıyorlar. Enes Ünal - Manchester City örneğinde olduğu gibi bir kariyer planlamasını kendine seçebilir. (Ki umuyoruz Enes Ünal, bu sezon Twente FC'deki performansıyla yazın Guardiola'dan bir şans alacaktır).
Cengiz'in önündeki bir diğer opsiyon ise, ki bizim hiç de olmasını istemediğimiz birşey, Dört Büyüklere transfer olması. Eskiden pek bir moda olan Anadolu Kulüplerinden Dört Büyüklere transfer olma furyası artık biraz demode duruma geldi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor'un başarıdan uzak olmaları ve pek çok potansiyel yerli oyuncuyu çarçur etmeleri sebebiyle Cengiz bu tarz fikir ve tekliflere soğuk bakmalı. Bunun yerine Başakşehir'le birlikte bir adım daha ötesini kovalamak daha mantıklı bir karar olacaktır.
Fatih Terim'in Milli Takımın iskeletini gençleştirme çalışmalarının en önemli parçalarından biri olacak olan Cengiz Ünder, şimdiden 2 milli maçta forma şansı bulmayı başardı. Cengiz Ünder, Emre Mor ve Enes Ünal'ın yakın gelecekte milli takımımız için korkulacak bir hücum üçlüsü oluşturacağını düşünüyoruz.
Sambacı
16.05.17
Comments