“Genç Lan Bunlar” serisinin üçüncü yazısında farklı bir futbol ekosistemine gidelim istedim ve Ukrayna’dan bir futbolcunun hikâyesini sizlerle buluşturmaya karar verdim. Aslında buna esin kaynağı olan bir olay oldu. Altyapılarıyla ünlü Bayern Münih’in U19 takımı, Dinamo Kiev U19 takımına karşı oynadığı UEFA Gençlik Ligi maçında 4-0 yenildi. Bunun öncesinde de yazın EURO 2020’de kendi ölçeğinde iyi bir futbol oynadığını düşündüğüm Ukrayna’yı araştırmama da vesile olacaktı bu yazı. Sevgili Twitter ahalisinden destek almadan önce biraz düşündüm ve son yıllarda futbol oyunlarında sürekli karşıma çıkan Denys Popov’u araştırabileceğimi düşündüm. Kendisi 22 yaşına gelmişti ancak potansiyelini gerek FIFA’da gerekse FM’de oldukça yukarılarda gördüğüm için sevgili Ukrayna ligi takipçisi @Tunnaaa_ ‘ya da danıştıktan sonra başladım araştırmaya.
Denys Popov’un öncelikle sert mizaçlı bir dış görünüşü vardı. Bunun altında fiziksel olarak kendini yaşıtlarına oranla çok iyi hazırlamış olması da yatıyordu. Günümüz futbolunda gençlerin büyük bir kısmının sporcu sağlığı ve gelişimiyle ilgili eskilere göre daha fazla bilgi sahibi olduğunu düşündüğümde kendisine ne kadar iyi baktığını anlamam çok da zor olmadı. Ancak yine de futbolda sakatlıklar herkesin olduğu gibi genç oyuncuların da başına bela olabiliyordu ve Popov bunun en canlı örneğiydi. Son iki senedir sakatlıklarla boğuştuğunu görünce böyle bir potansiyelin belki de en heyecanlı yıllarının sekteye uğramasına oldukça üzüldüm. Onun hikâyesini bir şekilde sizlere aktarmak bu üzücü durumu görünce şart oldu.
Özellikle yazın oynanan EURO 2020 kadrosuna Andriy Shevchenko tarafından çağrılması herkeste büyük bir heyecan yarattı. Onun için bu turnuva büyük bir tecrübe olacaktı. Grup maçları boyunca eski sakatlığının tekrar etmesi sebebiyle bir türlü hazır olamadı. Bu yüzden büyük umutlarla gittiği turnuvadan geri dönmek zorunda kaldı. Genç bir oyuncu için acı bir tecrübe tattı. Ardından da bu sezonun ilk Ukrayna Ligi maçında yaşadığı talihsiz ön çapraz bağ sakatlığı sebebiyle ameliyat olmak zorunda kaldı. Kulüp doktorlarının yaptığı açıklamaya göre 6 aylık uzun bir iyileşme sürecine başladı. Denys Popov’un dönüşü büyük bir sabırla beklenecek ancak hikâyemizi olgunlaştırmak için gelin öncelikle Ukrayna semalarındaki futbola hep beraber bakalım.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ukrayna rekabetçi bir futbol ülkesi olarak ortaya çıktı. 1970’lerin ve 1980’lerin dişli takımı Dinamo Kiev, Avrupa futbolunda varlığını uzun süre korusa da ilerleyen yıllarda Sovyetler döneminde olduğu kadar iddialı olamadı. Bu iddiasız dönem Mircea Lucescu ve Brezilyalı import oyuncular önderliğindeki Shakhtar Donetsk, 2009 UEFA Kupası’nı kazanıp Avrupa futbolunda kalıcı bir takım olana kadar sürdü. Öte yandan Ukrayna Ligi’nde seviye zaman zaman yükselse de neredeyse 30 yıldır bu iki başat takımdan başka bir şampiyon çıkmadı.
Ukrayna, takımlar bazında belli bir seviyeyi aşamasa da bireysel anlamda dünya futboluna kazandırdığı pek çok yıldız futbolcu oldu. Oleg Blokhin, Andriy Shevchenko, Anatoliy Tymoshchuk, Sergiy Rebrov, Andriy Voronin, Andriy Yarmolenko ve Yevhen Konoplyanka bir çırpıda aklımıza gelen yıldız isimler olarak boy gösterdi. Milli takımlar düzeyinde ise zaman zaman öne çıkılmasına rağmen en çarpıcı başarı, şüphesiz 2019’da düzenlenen U20 Dünya Kupası’nda gençler tarafından kazanıldı. Polonya’daki turnuvada tüm güçlü favorilere rağmen Ukrayna U20 takımı, “Dünya Gençler Şampiyonu” olmayı başardı. Şampiyon kadronun en önemli isimlerinden biri de yazımızın kahramanı 20 yaşındaki Denys Popov’du. Özellikle attığı 3 golle duran toplarda ve açılan ortalarda ne kadar etkili bir isim olabileceğini herkese gösterdi. Zaten Popov’un çocukluğu kanat oyuncusu olarak geçmişti ve gol sezgileri oldukça yüksekti. Turnuva sonrası yükselişi ise diğer genç takım arkadaşlarından daha hızlı oldu. İki sene sonraki EURO 2020 turnuvasına bu kadrodan sadece o çağrıldı.
Denys Popov 1999’da Ukrayna’nın güneyinde dünyaya geldi. Küçük ve kırsal bir bölgede yaşayan Denys’in hayatı başkent Kiev’e gitmesiyle birlikte değişti. Ablasıyla birlikte Kiev’de yaşaması ona futbolun kapılarını açtı. RVUFC Kyiv akademisinde (şimdiki adıyla Piddubny Olympic College) futbolla tanıştı. Bu akademi bünyesinde pek çok farklı spor branşı barındırması sebebiyle çocuklara öncelikle sporcu olmayı öğretiyordu. Popov’un bireysel anlamda kendine yaptığı fiziksel yatırım belki de burada aldığı spor ve çalışma kültürüne dayanıyordu. Kırsal hayatta geçen çocukluğu sebebiyle kazandığı sertlik de her zaman içindeydi.
RVUFC akademisinin, Dinamo Kiev futbol akademisi ile yıllardır süren önemli bir bağlantısı vardı. Potansiyeli yüksek ve profesyonel olma adayı farklı yaş gruplarından çocukların büyük bir kısmı bu iki takım arasında geçişler yapardı. Popov, 2012-2013 sezonunda U14 seviyesinde oynuyordu. O yaş grubunun güçlü sayılan takımlarından RVUFC ile Dinamo Kiev'e karşı harika bir maç çıkarması sonucunda yetkililerin dikkatini çekti. Popov'un hücum oyuncusunda şimdiki stoper pozisyonuna evirilmesi de yine aynı dönemde RVUFC akademisindeyken gerçekleşti. Bunun sonucunda da yetkililer topla bu kadar rahat hareket edebilen bir savunma oyuncusu görünce bu ismi akıllarına kazıdılar.
Beklenen şekilde 2014 yılında RVUFC'den Dinamo Kiev'in altyapısına geçiş yaptı. O zamandan beri de oyuncu olarak büyük ilerlemeler kaydetti. Alt yaşlarda liderlik özelliğinin de öne çıkmasıyla kaptanlık yaptı. Öte yandan 2015'te Ukrayna U17 takımıyla çıktığı ilk maçtan bu yana her yaş grubunda milli takım formasını giydi. 23 Mayıs 2021’de ise Ukrayna Milli Takımı'yla ilk maçına Bahreyn ile oynanan hazırlık maçında çıktı. Aslında günümüze kadar geçen sürede daha fazla şans bulabilirdi ancak yaşadığı sakatlıklar ona engel oldu. Mesela hem as takımda hem de alt yaş kategorilerinde partnerliğini yapan 19 yaşındaki Illya Zabaryni bu süre zarfında 15 kez Ukrayna Milli Takımı’nda oynama şansı buldu.
Dinamo Kiev formasıyla ilk profesyonel maçına ise Nisan 2019'da Mariupol karşısında çıktı. Bu maç, o sezon as takımdaki tek maçı olacaktı. Sonraki 2019-2020 sezonunda ise birçok kişi onun harika bir yaz geçirdiğini ve artık as takımın değişilmez oyuncusu olacağını düşünürken sakatlığı ilerlemesine engel oldu. Sakatlıktan döndüğünde az da olsa süre almaya başladı. Kısa bir süre sonra da dramatik bir Ukrayna Kupası eşleşmesinde rakipleri Shakhtar Donetsk'e karşı uzatmalara giden maçın galibiyet golünü 110. dakikada attı. Bu kırılma anından sonra Dinamo Kiev, o sezon Ukrayna Kupası'nı kazandı. Sakatlıklar sebebiyle 19 maç kaçırdığı sezondaki en özel anısı bu kafa golüydü.
2020-2021 sezonu Popov için daha fazla hayal kırıklığı getirmeye devam etti. Kiev’in yeni teknik direktörü, ezeli rakibin efsanesi Mircea Lucescu oldu. Yeni bir macera için tekrardan göze girmesi gerekecekti ancak toplamda 14 maç kaçırmasıyla bu oldukça zorlaştı. Yaşadığı kas sakatlıklarının ardından yeniden takıma geri döndü ve formayı kaptı. Ligin ikinci yarısında yükselen formuyla EURO 2020 kadrosuna kadar yükseldi. Şubat’ta yaşadığı bir aylık alt baldır sakatlığı onun kâbusu olmaya devam etti. Tekrardan nüksetmesiyle birlikte belki de hayatının en büyük tecrübesi olacak turnuvadan ayrılmak zorunda kaldı. Tam bunu atlatmışken birkaç ay sonra sezonun ilk maçındaki vahim bir diz sakatlığı yaşaması ise Lucescu’yla birlikte onun için bambaşka bir deneyim olacak sezonu da çöpe attı. Kazanılan lig şampiyonluğunun bile tadını çıkaramadı.
Şu ana kadar bir süre “keşke” ile dolu bir kariyer yolu çizen Popov, tüm yaşananlara rağmen hala büyük bir potansiyele sahip. Özellikle duran toplarda ve cepheden gelen ortalara yaptığı hamlelerle tam bir skorer stoper profili çiziyor. Oyunu okumakta oldukça yetenekli olması ve geriden oyun kurarken nispeten iki ayağını da kullanabilmesi ise onu modern tarzda savunma oyuncuları kategorisine koyuyor. Kendine fiziksel olarak iyi bakmasına ve atletik gelişimine önem vermesine rağmen bu kadar çok sakatlık yaşaması büyük bir talihsizlik olsa da unutmamamız gerekir ki her düşüşün muhakkak bir yükselişi olacaktır. Popov da çapraz bağ sakatlığından van Dijk ve pek çok benzeri örnek gibi oldukça iyi bir şekilde dönebilir. Uzun süren bu sakatlıktan dönüşü 22 yaşındaki futbolcunun kariyerini şekillendirecek gibi görünüyor.
Dinamo Kiev’de Mircea Lucescu gibi bir futbol aklının olması ve milli takımda da Andriy Shevchenko gibi bir futbol efsanesiyle çalışması, Popov’un kariyerinin hala takip edilmeye değer kılıyor. Akıllı, genç ve çalışmayı seven bir stoperin geleceğinin Avrupa’nın zirve 5 liginden birinde şekilleneceğini görmek hepimizi çok sevindirecektir. Ama öncelikle aşması gereken sakatlıklar var Ukrayna’nın sert çocuğunun.
Sambacı
Comments